Osmanlı ve Türkler ?



Osmanlı ve Türkler bahsi bir çok tarihçi tarafından çeşitli vesilelerle dile getirilen oldukça tartışmalı bir konudur .Bazı tarihçiler Osmanlı tarafından Türkler'in aşağı görüldüğünü söylerken bazı tarihçiler ise Osmanlı'nın böyle bir sorunu olmadığını çünkü millet anlayışı bulunmadığını ve devletin "Osmanlı" kimliği altında herkesi tek çatı altında birleştirdiği görüşünü savunur .Biz bu konuyu tarafsız bir gözle ve her iki görüşüde dikkate alarak bu yazımızda tartışmak istiyoruz .Amacımız bir sonuca ulaşmak değil sadece bir perspektif sunmaktır kararı okuyucularımıza bırakıyoruz , hadi gelin şimdi bu konunun derinliklerine doğru girmeye başlayalım ne dersiniz ?



OSMANLI VE TÜRKLER #1 KAYI BOYU


Türk
Osmanlı ve Türkler  1 : Kayı boyu
Osmanlı ve Türkler konusuna ilk önce Osmanlı beyliği ve hanedananının soyundan yani herşeyin başladığı zamana geri dönerek yapmamız en doğrusu olacaktır .Osmanlı devletini kuran ailenin Kayı boyuna mensup olduğunu bir çok tarih kitabında ve derslerde yıllarca gördük .Osmanlı beyliğinin de içinde olduğu bir çok Anadolu beyliği esasen Büyük Selçuklu devletinin Anadolu'ya yayılma politikası sonucunda Horosan ve Azerbaycan coğrafyasından gelen birbirinden çok da bağımsız olmayan buna karşın kendi içinde özerk küçük topluluklardı.Zaten aksi düşünülemezdi zira Selçuklu devleti bu durumu merkezi otoritenin zayıflaması olarak görürdü.Bu tür beyliklerin önce yarı bağımsızlık ardından tamamen bir devlet haline gelmesi Moğol istilası ve ardından gelişen olaylar zinciri ile gerçekleşiyor diyebiliriz.Osmanlının bu ilk beylik ve devlet yapılanması sırasında yönetiminin ekseriyeti Türk ve Türklerden oluşmaktaydı .Elbette bu oluşum içerisinde bir çok Müslüman unsurda bulunmaktaydı ama konar -göçer yaşam tarzının hala etkili olduğu beylikte hiyerarşide Türkler öndeydi ve Osmanlı hızla büyümekteydi .



OSMANLI VE TÜRKLER #2 RUMELİ FÜTUHATLARI VE GENİŞLEME SONRASI 


Türkler
Osmanlı ve Türkler 2 :
Osmanlı devşirme sistemi
Osmanlı ve Türkler bahsimizde özellikle Osmanlı devletinin çimpe kalesi ile beraber Rumeli topraklarına geçmesi ve hızlıca burada büyümesi diğer Anadolu beylikleri ile Osmanlı devleti arasında gözle görülür bir fark ve bir kırılma oluşturdu .Osmanlı devleti Balkanlarda yaşayan bir çok Hristiyan halkı boyunduruğu altına almış ve Bizans'ı tehdit etmeye bile başlamıştır .Bu topraklar Bizansın eski topraklarıydı ve esasen bir çok tarihçinin belirttiği üzere acaba Osmanlı mı Bizansı yavaş yutuyordu yoksa Bizans mı Osmanlı'yı yutuyordu ? Zira Osmanlı kültür ve yaşamında bir takım değişikler ilk bakışta göze çarpmaya başlamıştı .Bu farklılar kendini askeri alanda dahada belirgin bir hale getiriyordu .Eskiden kayı boyu be konar -göçer yapılanma ile askeriyede bir nevi aşiret liderlerinin kontrol ettiği askeri birlikler yavaş yavaş yerini daha profesyonel bir orduya bırakıyordu .Eskiden süvari birliklerinin ağırlıklı olduğu daha esnek ve manevra kabiliyeti yüksek bir Türk savaş sistemi daha yaygın iken artık Bizans usulü bir piyade ağırlıklı ağır donanımlı ve hantal bir ordu vardı.Bunun sebebepleri arasında şüphesiz Bizans ile artan ilişkiler ve etkilenmeler ama özellikle merkezi bir otorite kurma isteğinin geldiğide söylenebilir.Zira süvari birlikleriyle bir merkezi devlet otoritesi kurmak oldukça zordur .Buna karşın yanlış politikalar sonucunda Osmanlı devletinin bu değişiminin ilk sonuçlarını Timur karşısında yaşadığı ağır mağlubiyet ile görmek mümkün .Türk savaş sistemi süvari ve yüksek manevra kabiliyeti ile Timur ağır ve hantal Osmanlı piyade birliklerini darmadağın etmiş ve bu durum uzun sürecek bir Fetret devrine yol açmıştır .Bu sonuçtan anlaşılacağı üzere bir değişim yaşanmıştır ama bu değişim çok hızlı olmuştur .Günümüzde hala Ankara savaşının kaybı bu büyük değişime bağlanmakta ve bu değişimin kaçınılmaz olduğu lakin eski Türk savaş sistemine tamamen yüz çevirilmemeliydi görüşü savunulur .



OSMANLI VE TÜRKLER #3 İMPARATORLUK


Yeniçeri
Osmanlı ve Türkler 3 :
 Yeniçeriler

Osmanlı ve Türkler yazımızda en çetrefilli yere geldik .Zira bütün önemli iddaa ve olayların geçtiği asıl noktalardan biri bu dönemdir .Osmanlı bu dönemde tarihçi İlber Ortaylı'nın deyimiyle "Yeni Roma İmparatorluğuydu " içerisinde her milletten insan bulunmaktaydı .Devlet kademelerinde ve askeriye artık devşirme sistemiyle beraber ,Türk asıllı olmayan kişilerin eline geçti .Özellikle askeriye tamamen Rumeli kökenli eski Hristiyan ailelerin çocukları eğitilerek onlara emanet edildi .Bürokrasi de bundan elbette nasibini aldı .Osmanlı İmparatorluğunda en fazla Vezir-i azam çıkaran unsurun bu dönemlerden başlayarak yıkılışa kadar Arnavutlar olduğu biliniyor .Devletin ilk dönemlerinde daha çok Türklerden oluşan bürokrasi artık devşirmelere emanetti.Bu o dönemlerde de tartışılan bir konuydu .Devşirmelere devletin bu kadar emanet edilmemesi gerektiği söylenmekte ve uyarılmaktaydı .Bu dönemlerde ortaya atılan Osmanlı Padişahları'nın Türkler'in Atlardan elde edilen kımız'ı içmesiyle ilgili Yörük Türklerini aşağılaması iddaaları vardır .Yine Osmanlı Vezir-i azamları Viyana kuşatmasında ki başarısızlığı ,Türk Kırım süvarilerine bağlayarak Kırım Türklerini kast ederek " Sizler At eti yiyenlersiniz " diyerek aşağı gördükleri bilinmeketedir.  Bütün bunlara karşın bazı Osmanlı padişahlarının soylarını Oğuz Kağan'a dayandırdıkları ve Soylarının Türklerden geldiklerini bildikleride tarihçiler tarafından aktarılmaktadır .Bu konuda araştırma yapan Osmanlı padişahları bile vardır ve soylarının Azerbaycan civarından geldiklerini bildikleri aktarılmaktadır .


OSMANLI VE TÜRKLER #4 ÇÖKÜŞ VE SONUÇ


Çöküş
Osmanlı ve Türkler 4 : Çöküş
Osmanlı ve Türkler yazımızın sonuna doğru kısaca çöküş döneminde de bu konuda neler yaşandığına değinmeden olmazdı değil mi ? I.Mebusan Meclisinin açılmasıyla mecliste öenmli miktarda farklı unsur bulunmakta ve bu durum meclisi tıkamaktaydı .Özellikle Ermeni,Rum,Arap ve Arnavutlar'ın kendi milliyetçi çıkarları için yasa ve kanunlar çıkarmak için bir çok girişimi olmuştur .Hatta Arnavut mebuslar'ın mecliste sürekli  "Biz Arnavutlar" demesi gerginliği arttırıyor ,(Bu slogan daha sonra Arnavut bağımsızlık dloganı olacak) bütün azınlıklar kendi dillerinin devlet daireleri ve okullarda resmi dil olmasını talep ediyordu .Özellikle II.Abdülhamid'in yanında Arnavut gönüllü askerlerini koruması için alması bu döneme damga vuran bir gelşmedir .Türkler ise bu dönemde her dönemde olduğu herhangi bir hak talebinde bulunmuyordu .Namık Kemal gibi yazalar Vatan kasidesi gibi yazıları sebebiyle sürgün ediliyor ,Türk benliği ve milliyetçiliği despot önlemlerle bastırılıyordu .Bütün bunlara rağmen Türk milliyetçiliği Rumeli'den doğacak ve bütün yurdu kaplayacaktı .  

Hiç yorum yok